RÖPORTAJ: ESMERİ ALEV EKEBAŞ
FOTOĞRAFLARI ÇEKEN: RABİA SAÇIKARA
GEZGİNCİNİN FELSEFESİ
KÜRESEL ISINMAYA DİKKAT ÇEKMEK İÇİN OTOSTOPLA DÜNYAYI DOLAŞAN DOĞA SAÇLI KADIN
Küresel ısınma ve artan doğa felaketlerine dikkat çekmek için, mesleğini bırakıp 2017 yılından beri Türkiye ve dünyayı gezen ‘Doğa Saçlı Kadın’ Rabia Saçıkara ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Beyaz yakalı mesleğinizi bırakıp, sırt çantanızı alıp, otostop ile Türkiye ve dünyayı gezmeye nasıl karar verdiniz?
Rabia SAÇIKARA: Benim için çok zor bir karar oldu. Mimar olmak hayatım boyunca istediğim tek meslekti. İçten içe yaşamımın doğruluğunu sorgulamaya başladım.22 yaşındaydım ve çok gençtim, hayatta yapılacak çok şey vardı. Görülecek ülkeler milyarlarca insan yaşanılacak sonsuz deneyim. Hayatı o an kaçırdığımı hissettim. Sanki okyanusun içindeki bir akvaryumda gibiydim. Hayatım, yaşayamadan ellerimin arasından kayıp gidiyordu. En çok sevdiğim hobim olan resim çizmeye vakit bulamıyordum. Kitap okumak için zor vakit yaratıyordum. Seyahat etmek için uykularımdan feragat etmem gerekiyordu. 3 gün hiç uyumadığımı hatırlıyorum. Hayatım mesleğim olmuştu ama benim karakterim doğasever bir karakterdi, mesleğim ise bunun tam tersiydi. Hafta sonu kamp yapıyor, hafta içi bina projesi çiziyordum. Çok zıt şeylerdi. Böyle yaşamak ne kadar doğru diye düşünmeye başladım. Bir gün sosyal medya fenomeni olacağım aklımdan geçmezdi. Buna güvenerek, mesleğimi ve evimi bırakarak yola çıkmadım. Hayat, en güzel şeyleri, beklemediğim zaman verdi. Hayalimde; sayısız deneyim yaşamak, dağlara tırmanmak, paraşütle atlamak, dalış yapmak, dünyayı görmek vardı ve öyle de oldu. Şimdi hayalim, Everest’e çıkan en genç Türk Kadını olmak.
Esmeri Alev EKEBAŞ: ‘Doğa Saçlı Kadın’ diye tanınmanız nasıl oldu?
Rabia SAÇIKARA: Tamamen şans diyebiliriz. Mesleğimi bıraktığım ilk zamanlar sosyal medya kullanmıyordum. 2-3 ayda 1 kez, hoşuma giden 1 fotoğrafı Instagram dogasaclikadin isimli profilimde paylaşıyordum. Fethiye Kelebekler Vadisi’nde çektiğim bir fotoğraf büyük ses getirdi ve ilk 10K takipçiye ulaşmam böyle oldu. Instagram’a uzun sure girmeyince, arkadaşlarım, fenomen olmuşsun dediler. Sayfalar da paylaşılmıştı. Sonra, Şanlıurfa gezim sırasında bir muhabir, insanların hakkımda konuştuğunu duyarak gelip benimle röportaj yapmak istemişti. Yollar şans getiriyor insana. Aslında hayatta her zaman şans ayağımıza geliyor, biz ya görmüyoruz ya da korkuyoruz. Aniden bir mikrofon uzatılabiliyor. Sihir gibi bir şey ve röportaj yapmak istiyor. Hayatta her zaman aktif olmalı. Benim tanınmam aktif olduğum içindi. Gezilerim sırasında bolca içerik biriktirdim. Bu içerikleri Tiktok çağımızın sosyal medyasında paylaştım. Orada da 480K takipçiye sahibim. Daha çok tanındım bu sayede. Tüm haber ajansları röportajımı yaptı. İleride, Türkiye’nin ve dünyanın en tanınan kadınlarından biri olacağıma inanıyorum.
Esmeri Alev EKEBAŞ: 2017 yılında başladığınız otostop ile Türkiye ve dünya turunda kaç kıta, kaç ülke, kaç şehir gezdiniz? Sizi en çok etkileyen yerler neresiydi?
Rabia SAÇIKARA: Asya, Avrupa (2 Kıta), Suudi Arabistan, İran, Gürcistan, Türkiye, Bosna Hersek, Kıbrıs, Karadağ. 7 ülke, 105 şehir gezdim. Beni en çok etkileyen İran kültürü oldu. Felsefesi, hayata bakış açısı oldu. İran’da yaptığım otostop boyunca, kimse bana korkmuyor musun diye sormadı. Ben, neden sormuyorsunuz diye merak edip sorunca; “Neden korkacaksın ki? Senin kalbin çok temiz. Sana kötülük uğramaz.” dedi bir kişi. Benim hayat felsefem de buydu gezerken. Kalbini ferah tutarsan; şans gelir, sevgi gelir, güzellik gelir. Aslında iyi insanları da bazen kötü, kötü insanları da bazen iyi algılayabiliyoruz. Algımız temiz olduğu sürece mutluyuz.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Genç bir kadın olarak otostop ile yolculukta yasadığınız acı, tatlı anekdotlarınız var mı? Korktuğunuz anlar oldu mu? Bu cesareti, maceracı ruhu anlatmak ister misiniz?
Rabia SAÇIKARA: Önceden, bir yolda karşıdan karşıya geçerken bile korkan bir kadındım. Yaşadığım bölgedeki trafik kazaları riskini hesaplardım. Hayatımızın tamamen bizim kontrolümüzde olmadığını anladım. Banyoda ayağı kayıp düşerek ölen, uykusunda kalp krizi geçiren yakınlarım oldu. Anlamlı bir şekilde ölmek istedim. Hayallerimi gerçekleştirirken ölmek! Karşıdan karşıya geçerken değil! Keşke demeden ölmek.
Bir kere, sabaha kadar yolda beklemiştim. İlk kez yolda kaldığım için korkmuştum. Yolda kalmak ya da sokakta kalmak özgürlüktü benim için. Korkularımdan arınmıştım, kırılma noktamı yenmiştim. Gece uyuyamıyorsam, sabah güneş doğunca uyuyordum.
Binlerce tatlı, iyi anım oldu. Bana evini açan, yemeğini paylaşan aileler oldu. Bu insanların sayısı oldukça fazla. Kocaman ailem oldu. Hala da görüşürüm. Ufacık bir işim olsa yardıma koşarlar. Düşünsenize, hayallerinizi gerçekleştirmek için yardıma koşan binlerce insan var Dünyanın en güçlüsü benim bu yüzden.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Pandemi tüm dünyayı etkiledi. Bir gezgin olarak süreç size nasıl yansıdı?
Rabia SAÇIKARA: Pandemi sürecinin büyük bir kısmını ailem ile geçirdim. Sonra, çadırımla bir dağda inziva bir hayat sürdüm. İlk başlarda uçak ile seyahatlerime devam ettim. 1 yıl sonunda, hijyen ve mesafe kurallarına dikkat ederek otostopa devam ettim ve ediyorum da.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Küresel ısınmaya, artan doğal felaketlere dikkat çekmek için hangi sosyal projelere imza attınız?
Rabia SAÇIKARA: Ağrı Dağı, 5.200 metre zirve tırmanışı; Karia Yolu Yürüyüşü; Likya Yolu yürüyüşü projelerini gerçekleştirdim. Sosyal medya hesaplarımda, insanları ağaç dikmeye teşvik ediyorum.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Gezgincinin felsefesi nedir?
Rabia SAÇIKARA: Önyargılı olmamak, herhangi bir kalıba bağlı olmamak. Çünkü gezgin, öğrenmeye açık olmalıdır. Gezgin demek, farklı yere aynı bakış açısıyla bakmak değil, aynı yere farklı bakış açısıyla bakmaktır. Bir kalıba ait olmadan kendi kalıbını yaratmaktır. Hayatı, kendi bakış açısı ile yaşamaktır. Aslında gezgin olmak çok yer görmek ile ölçülemez. Aynı yeri çok farklı gözlerden görmektir. Deneyimleyerek görmektir. Çünkü deneyim kalıcıdır, bilgi değildir.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Küresel ısınmaya, afetlere dirençli bir ülke olmamız için hazırlık ve önlem alma kültürü nasıl oluşturulabilir? Önerileriniz var mı?
Rabia SAÇIKARA: Tek bir çözümü var; ‘Ağaç dikmek’. Pandemi dolayısıyla çevre kirliliğinde, hava kirliliğinde belirli oranda azalmalar görülse de bu, kaçınılmaz sonu sadece yavaşlatıyor. Dünyadaki su miktarının azalması, havadaki nem oranının azalması demektir. Bu da küresel ısınmayı arttırır. Çünkü ısınma artar. Ne kadar ağaç dikilirse o kadar yağmur yağar, sıcak hava ve soğuk hava dengelenerek ılık hava oluşur. Artık ne çok sıcak yazlar ne çok soğuk kışlar olur. Böyle giderse, buzullar erirse anakara kaybolacak. Tek çözüm, ağaç dikmek. Ben, takipçilerimle bu bilinci oluşturmaya çalışıyorum. Ağaç dikerken fotoğraf paylaşıp, bilinçaltlarına bu durumu yerleştirmeye çalışıyorum. Fakat yeterli değil. Biliyorsunuz, ülkemizde izinsiz yapılırsa cezası var ve derneklerin, Orman Bakanlığı’nın diktirdiği ağaçlar, bırakın küresel ısınmayı önlemeyi, yavaşlatmıyor bile. Bence, bahçesi olan herkese, bahçenin boyutuna göre en az 5 ağaç dikmek zorunluluğu getirilmeli. Ayrıca ilkokul 1.sınıflara ağaç dikimi yaptırılarak, doğa sevgisi aşılanmalı. Mevcut ormanları korumak çözüm değil. En büyük ideallerimden biri de hatıra ormanı oluşturmak, geleceğe nefes miras bırakmak.
Esmeri Alev EKEBAŞ: İklim değişikliği ile ilgili gözlemleriniz nelerdir? Yağan yağmurlar yok artık. Susuzluktan kavrulan araziler artıyor, hayvanlar yiyecek bulamıyor, su bulamıyor. Çevre Koruma Protokolleri sizce nasıl uygulanıyor? Kalıcı destek ve çözümler nelerdir?
Rabia SAÇIKARA: Ağaç dikilmeye yönelik yasakların ortadan kalkması. İlkokullarda çevre bilinci aşılanması. Çevreyi korumak, popülarite olmalı. Yeni trend, ağaç dikmek olmalı. Sosyal medyalar bu konuda bir şey yapabilir. Mesela en çok çöp toplama videosu çeken ya da en çok ağaç dikme videosu çekene ödül gibi.
Ve bence pandemi devam etmeli ki doğa kendini yenileyebilsin. Aslında doğa kendi kendine her şeyin üstesinden gelir, bize ihtiyacı yok. Biz, kendini onarmasına da izin vermiyoruz. Pandemi’de izin vermiş oluyoruz. Daha az yakıt kullanarak, daha az çevreyi kirleterek gibi.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Gezginci olarak, küresel ısınmanın alarm zilleri çalarken rotanızı nasıl belirliyordunuz? Yerküreyi nasıl bir hayat bekliyor? Geleceğe dair öngörüleriniz var mı?
Rabia SAÇIKARA: Çok sıcak iklime sahip bölgelere bahar aylarında seyahat ediyorum. Yaz mevsiminde, daha serin, yüksek yerleri tercih ediyorum. Çok soğuk olsa da çoğu zaman gezilerime devam ediyorum. Çok sıcaklarda gezmek istiyorsam, su kıyılarını tercih ediyorum.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Dünyadaki kirletilmiş alanlar için nasıl bir strateji oluşturulmalı?
Rabia SAÇIKARA: Ücretli çöp toplama turları düzenlenebilir. Komik gelebilir belki ama, insanlar, para ödedikleri şeyleri yapmayı severler. Bu bir farkındalık oluşturabilir, insanların dikkatini çekebilir. Bunun çözümü, kirletmemek. Geri dönüşümde, karton yerine plastik kullanmak. En azından geri dönüşümü olan, doğada yok olmayan ürünleri kullanarak çöp kapasitesini azaltırız. Mesela, kargolar sadece plastik olsun. Ağaç dikmek kirli suları da temizler, çünkü yağış oranını arttırır.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Gezdiğiniz coğrafyalarda iklim değişikliği hakkında bilgi edinip notlar tuttunuz mu? Bu konuda bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz?
Rabia SAÇIKARA: Gördüğüm kadarıyla barajlar, iklimi oldukça etkiliyordu. Kitap yazmayı düşünüyorum.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Fosil tabanlı yakıtlar, 3. nesil biyoyakıt olarak mikroskobik su yosunları kullanılması hakkında ne düşünüyorsunuz? Sürdürülebilir enerji kaynakları insanların hizmetine nasıl sunulabilir?
Rabia SAÇIKARA: Olabilir, neden olmasın? Yakın gelecekte kullanılabilir. Bize en az zarar veren yakıt neyse ona geçilmeli, hatta fayda sağlayan bir yakıt olmalı. Kendimizi zehirliyoruz, doğayı değil.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Sizin için hangi yolculuğunuz daha heyecanlı, daha önemliydi? Yolculuklarınızda düşlediğiniz şeylerle gerçekleştirdiğiniz şeyler örtüştü mü?
Rabia SAÇIKARA: Hiçbir zaman düşlediğim ile gerçek, gezilerimde örtüşmedi. Çünkü ilk defa gördüğüm coğrafya, kültür, enerji. Hiçbir şeye benzemiyordu. Yani belki kelime anlamı aynı olsa da yeni bir yerin hissettirdiği duygular çok farklıydı. Kitaplar, gazeteler, TV’ler o duyguyu yansıtamıyor, yüzeysel kalıyor. Güzel deyip geçiyor ya da çirkin deyip geçiyor. Ben, çok fazla derin duygu hissediyorum. En heyecanlandığım geziler Ortadoğu gezilerimdi. Tarihlerinden dolayı başka bir dünyaya geçmiştim. Özellikle İran, beni heyecanlandırmıştı.
Esmeri Alev EKEBAŞ: İklim mültecisi ne demek?
Rabia SAÇIKARA: Yaşam koşullarının normal olmadığı, ekonominin, sağlığın olmadığı yer demek. Aslında Afrika buna bir örnek, fakat çok uzakta aramaya gerek yok. Ülkemizde çoğu şehirde sağlıklı
hayat yok aslında. Fabrika havası soluyan, büyük şehirlerde yaşayan milyonlarca insan var. Bence sağlık her şeydir, bu yüzden tropik yerlerde gezmeyi seviyorum.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Bilim insanlarının rotasını mı, gönlünüzün rotasını mı takip ettiniz?
Rabia SAÇIKARA: Tabii ki kalbimin. Her insan aynı olamaz. Bilim adamları genelleme üzerine teori yaratırlar. Ben genellemelere ait değilim.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Bir kadın gezgin olarak pandemi sonrası projelerinizi hazırladınız mı?
Rabia SAÇIKARA: Everest planım var. En önemlisi bu proje.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Dünya ve ülkemizle ilgili iklim değişikliği farkındalık projelerinize kişi veya kurumlardan destek aldınız mı?
Rabia SAÇIKARA: Hayır alamadım. Ne belediyeler ne dernekler projemi desteklemedi. Hep tek başımaydım.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Muğla ve Datça'da yaptığınız etkinlik ve faaliyetlerden bahseder misiniz? Datça'yı çok sevdiğinizi biliyorum. Bu bölgenin ve ülkemizin ekolojik olarak; su kaynakları ve iklim değişikliği olarak geleceğe yönelik kaygıları hakkında ne diyorsunuz? Neler yapılmalı?
Rabia SAÇIKARA: Datça; çok ağaç olmayan, çalılardan oluşan bir bölge. Bence ağaç dikmeye müsait bolca orman arazisi mevcut. Belediyenin çok kolay ağaçlandırabileceği bir bölge. Tabii turizm açısından gittikçe popülaritesi artıyor. Bir an önce ağaç dikimine teşvik yönünde okullarda etkinlikler yapılmasını tavsiye ediyorum bu konuyla ilgili. Geleceğin Bodrum’u olmaması adına. Ben, Karia Yolu’nu yürüme projemi gerçekleştirdim. Destek alabilseydim etkili olabilirdi.
Esmeri Alev EKEBAŞ: Eklemek istediğiniz var mı? Fotoğraflarınızı kullanma izni veriyor musunuz? Size ulaşmak isteyen okurlarımız için sosyal medya hesaplarınızı paylaşabilir misiniz?
Rabia SAÇIKARA: Teşekkür ederim, çok zevkli bir röportajdı. Fotoğraflarımı kullanma izni veriyorum. Beni iyi tanımlayan sorular sordunuz, bu sayede kendimi kolaylıkla ifade edebildim. Mesleğinizi severek yapıyorsunuz, bu çok aşikar.