İNFAK VE SADAKANIN ÖNEMİ İmran KILIÇ Muhtaç durumda bulunanlara karşılık beklemeden Allah rızası için yapılan maddi yardım ve bağışa sadaka denir. Sadaka kelimesi, sözlükte doğruluk, haberin gerçeğe uygun olması gibi anlamlar taşıyan “sıdk” kökünden türetilmiş olup, dinî bir terim olarak gerek gönüllü yapılan gerekse dinen yapılması zorunlu maddî yardımları ifâde eder. Sadaka kavramı Kur’an-ı Kerim’de beş ayette tekil, sekiz ayette ise çoğul (sadakât) olarak geçmektedir. Ayrıca pek çok ayette (fiil ve isim şeklinde) türevleri kullanılmıştır. Aynı kullanımlar hadislerde de geniş olarak yar alır. Kur’an-ı Kerim’de insanların elinde bulunan dünyevi imkânların gerçek sahibinin Allah (c.c.) olduğu, Allah’ın insanlara dünya malını emânet olarak verdiği belirtilerek sadaka vermek gibi yollarla Allah rızası için harcamada bulunmanın gerekliliği, bunun dinî, ahlâkî ve toplumsal bakımlardan yararı üzerinde önemle durulur (Âl-i İmran-26, Nûr-33, Hadid-7). Allah Teâlâ’nın sadaka verenleri bağışlayıp mükâfâtlandıracağı belirtilir (Yusuf-88). Rasûlullah (s.a.v.) da : “Her müslüman için, çalışıp kazanarak sadaka verme ödevini yerine getirebilecek bir maddî güce erişmesinin önemini” açıkça dile getirmiştir. (Buharî) Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde, sadaka ve hayırlarla insanlar cömertlik yapmaya çağırılmış (Bakara-195, Haşr-9), çalışıp kazanarak kendi ellerinin emeğiyle geçinmenin onurlu bir davranış olduğu vurgulanmış (Necm-53, Cuma-10), yüzsüzlük ederek insanlardan dilenmeyenler övülmüştür (Bakara-273). Hz. Peygamber (s.a.v) de : “Sadakada orta yolun izlenmesini ve en hayırlı sadakanın ihtiyaçtan arta kalan maldan verilen olduğunu” beyan etmiştir (Buharî). Aile fertlerinin geçimi için harcanan paranın da sevabı en büyük olanlardan olup Allah katında sadaka yerine geçeceği belirtilmiştir. (Müsned, Buharî) Sadakadan umulan sevabın kazanılabilmesi için, bir teşekkür ve karşılık beklemeden gönül hoşluğu ile, Allah rızası için verilmesi, incitip başa kakarak sadakanın boşa çıkarılmaması gerekir. (İnsan-9, Bakara-263-264)İslâm dininin getirdiği sadaka anlayışının kurumsal bir yapı kazanması şekline “Sadaka-i Cariye” denir. Sadaka-i cariye, sosyal içerikli (cami, okul, köprü, aşevi, hastane, bakım evleri ve yurtlar gibi) hizmetler vermesi amacıyla gerçekleştirilmiş hayır kurumları anlamına gelir. (Müslim, Tirmizi) Ayrıca, iyi söz, faydalı davranış, yararlı iş, başkasına zarar vermemek, insanların arasını bulmak, adâletle hüküm vermek, bilgi öğrenip onu başkasına da öğretmek, güleryüz göstermek, iyiliğe çağırıp kötülükten sakındırmak, insanlara yol göstermek, yoldan zarar veren şeyleri gidermek, açları doyurup susuzları suya kandırmak, ağaç dikip bir şeyler ekerek üretici olmak, selam vermek, kişinin kendi eşine sevgi ile davranması gibi, her hayırlı iş de sadaka olarak nitelendirilmiştir. (Kütüb-ü Site)İnfak da hayır yollarından birinde harcama yapmak anlamına gelen ahlâki bir terim olup Kur’an-ı Kerim’de (İsra-100) ayetinde geçmektedir. Ancak “infak” kelimesinden türetilen fiiller değişik kip ve zamanlarda olmak üzere bir çok ayette kullanılmış ve bu ayetlerin hemen tamamında maddî değerlerin hayır yollarında harcanması teşvik edilmiş, harcama mahalleri ve harcamanın şekilleri anlatılmıştır. Bu kelime geniş kapsamlı olup zekât ve fıtır sadakası gibi farz ve vacip olan malî ibadetlerin yanı sıra, mendup olarak nitelenen gönüllü harcamaları da içine alır. Kur’an-ı Kerim’de infak hususunda orta yol tavsiye edilmiş (İsra-29) iyi kulların böyleleri olduğu (Furkan-67) ve infakın normal ihtiyaçların karşılanmasından sonra arta kalan maldan yapılması (Bakara-219) belirtilmiştir. Ayrıca infak edilecek kişilerin öncelik sırası açıklanmış (Bakara-215), hadis-i şeriflerde de bu öncelik sırası beyan olunmuştur. (Müslim) Bütün ibadetler gibi infakın da makbûl olması için, Allah rızası için yapılması (Nisa-38), helâl maldan olması (Bakara-267), bilinçlice ve incitmeden, başa kakmadan yapılması (Âl-i İmran-92, Bakara-267, Zariyat-51, Meâric-24-25) emredilmiştir. “Nafaka” ile aynı kökten olan “infak” kelimesi, en geniş anlamıyla muhtaç durumda olanların geçimlerini sağlamayı ifâde eder. Rabbimiz şöyle buyurur: “onların malında ihtiyacını arzeden ve arzedemeyen yoksullar için bir hak vardır.” (Zariyat-19, Meâric-24-25) Peygamberimiz (s.a.v.) de: “Şüphesiz malda zekâttan başka hak vardır.” Buyuruyor. İslâm alimleri zekâtın dışındaki bu “Vacib hak”ın şu haklara ayrıldığı açıklıyor: 1- Ramazan fıtrası 2- Akrabalık hakkı 3- Kurban bayramında kurban eti hakkı 4- Yemin keffareti 5- Zıhar keffareti 6- Ramazan orucunu kasden bozmanın keffareti 7- Adet halinde cinsi temasta bulunmanın keffareti 8- Yaşlının ve iyileşe ümidi olmayan hastanın oruç fidyesi 9- Hasat zamanında ilk mahsul hakkı 10- Misafir hakkı 11- Fakir için zarûrî ihtiyaçların idare tarafından karşılanması hakkı. “Sahip olduğu imkânlardaki toplum hakkını ödemeyenlerin azabı devamlıdır. Ta ki hakkındaki nihaî hüküm verilinceye kadar.” (M.Mesabih) Yatırımlar yaparak iş yerleri kurup geliştirmek, böylece mümkün olduğu kadar çok sayıda personel istihdam etmek suretiyle insanların nafakalarını yani kesintisiz olarak geçimlerini sağlamalarına imkân hazırlamak da infak kapsamına girer. Esâsen ayet ve hadislerde öngörülen ve insan onuruna uygun düşen de günümüzün ekonomik şartları içinde böyle çalışmaya dayalı bir yardım ve yardımlaşma olsa gerektir.Hz. Peygamber (s.a.v.): “infaka önce kendinden, sonra nafakası senin üzerine vacib olan kimselerden başla.” buyurur. (Buharî, Müslim, Neseî) Hz. Enes (r.a.), Rasûlullah (s.a.v.)’e; “Biz ölülerimize dua ediyor, onlar adına sadaka veriyor ve haccediyoruz. Acaba bunların sevabı onlara ulaşıyor mu?” diye sormuş, Allah elçisi şöyle cevab vermiştir: “Şüphesiz, onlara ulaşır ve onlar sizden birinizin hediyeye sevindiği gibi ona sevinirler.” (Sahih-i Müslim)
GÜNDEM
16 Temmuz 2014 - 09:51
İNFAK VE SADAKANIN ÖNEMİ
Muhtaç durumda bulunanlara karşılık beklemeden Allah rızası için yapılan maddi yardım ve bağışa sadaka denir. Sadaka kelimesi, sözlükte doğruluk, haberin gerçeğe uygun olması gibi anlamlar taşıyan “sıdk” kökünden türetilmiş olup, dinî bir terim olarak gerek gönüllü yapılan gerekse dinen yapılması zorunlu maddî yardımları ifâde eder.
GÜNDEM
16 Temmuz 2014 - 09:51