ELA HANIM'IN PENCERESİNDEN....
Ela YEMŞEN.
Benim adım Rachel Corrie Ben bir Amerikalıyım. Biliyorum Amerikalıyım demek bana utanç veriyor ama bana bu utancı yaşatanların ülkesinde utananlarında olduğunu göstermek istiyorum sizlere... Bende utandığım için buradayım bugün. Belki bana şüpheyle yaklaşıyorsunuz, belki benim maceracı olduğumu düşünüyorsunuz. Ve bunda da haklısınız. Çünkü sizin acılarınızı yaşamadım, sizin gibi aç kalmadım, ,çadırlarda elektriksiz susuz kalmadım, ailemden hiç kimse bir bomba ya da tank ateşiyle öldürülmedi. Kendi ülkemde olması gereken normal bir hayat yaşadım. Ailem bugün bile bana çocuk gözüyle bakıyor. Ama sizlerin generalleri bile 9 yaşında, 9 yaşında alnından vurularak öldürülmüştü general Nafis.. Sonra onun askerleri :5 yaşındaki Muhammed de, kundaktaki Yasin de, annesinin karnına sıkılan kurşunlarla delik deşik olmuş isimsiz çocuklarınızda ; imha edilmesi gereken bombalar olarak görülen bombalanan çocuklarınız.. Kimse beni yerinden sürgün etmedi. Benim atalarım iki yüzyıl önce milyonlarca yerliyi ya katletti ya da sürgüne gönderdi. Belki bir halkı kökünden kurutan bir atanın torunu olarak burada bulunmam bir anlam ifade etmiyor ama ben atalarımın yaptığı zulmü reddediyorum.. Beni aranıza kabul ettiniz. Sizin yaşadığınız acılara artık bende ailemde ortak. Çünkü sizin her birinizin ailesinin yaşadığı acıyı ailemde paylaşıyor ölümümle. Ne canım nede kanım sizin hiçbirinizin canı ve kanından üstün değil. Bugün sadece sizlerle eşit bir konuma geldim. Toprağı elinden alınmış ve her gün öldürülen sizlerin onur mücadelesine beni de ortak ettiniz. Belki bugün bedenen yaşamıyorum ama ruhum Filistin için ölen binlerce bedenin yaşayan ruhları arasında artık. Bedenimizi ortadan kaldıran yaşayan ruhsuzlar, ruhlarımızın gölgesini hep hissedecek. Çünkü ruhlarımız hiç ölmeyecek. Benim adım Rachel Corrie ve ben artık bir Filistinliyim.. Ben 16 Mart 2003 günü Gazze’de Filistinlilere kıymak, evlerini yıkmak niyeti ile gelen İsraillilere engel olmaya çalışırken bile bile, kasten İsrailli buldozer şoförü tarafında herkesin gözleri önünde öldürüldüm. Önce ileri, sonra geriye iki kez üzerimden geçti.Ben; Dinsel fanatik değildim, beyni yıkanmış bir tarikat mensubu da değildim, ideolojik saplantım da yoktu. Sadece vicdanım vardı. Benim öldüğüm günü vicdan günü ilan edenler sizin vicdanınız var mı? Yoksa haksızlıklar karşısında susmayı ve görmezden gelmeyi mi tercih ediyordunuz? Benim kesten öldürülmeme kaza diyen, savaşta her şeyin mubah olduğunu söyleyerek acımasızca canlara kıyan siz caniler halen can taşımaya devam ediyor musunuz?