CENGİZ HALİL ÇİÇEK; "CUMHURİYETİMİZ 100 YAŞINDA"
Bugün, her insanın yaşayama fırsatı bulamayacağı bir duyguyu paylaşmak için bir aradayız; Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı kutlu olsun. Ne mutlu bu tarihi güne tanıklık edenlere, ne mutlu bizlere.
Büyük Atatürk, işgal edilmiş vatanı kurtarmak için 16 Mayıs 1919’da 18 arkadaşıyla İstanbul’dan Samsun’a hareket ederken, Cumhuriyet düşüncesini taşıyordu.
Harp Akademisi öğrencisiyken 1902’de dile getirdiği ve 1905 yılında ilk atandığı Şam’a gitmeden önce arkadaşlarıyla yaptığı toplantıda söylediği Cumhuriyet hedefini, Milli Mücadeleyi başlatmak için çıktığı Anadolu’da, Erzurum Kongresi günlerinde net olarak ifade etmiş ve kayda aldırmıştır.
Erzurum… 8 Ağustos 1919 sabaha karşı, Mustafa Kemal Paşa, Mazhar Müfit’i yanına çağırır ve sorar:
“Mazhar, not defterin yanında mı? Ama bu defterin yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar saklı kalacak. Bir ben, bir Süreyya (Özel Kalem Müdürü, bir de sen bileceksin. Şartım bu...” diyerek notlarını yazdırdığı maddelerin ilki şudur;
“Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır.”
Mustafa Kemal Paşa’nın Harbiye öğrenciliği sırasında savunduğu Cumhuriyet, Büyük Önder’in 28 Ekim 1923’te dava arkadaşlarına söylediği “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” müjdesi, 28 Ekim 1923’te Meclis’te alkışlarla Türkiye’nin yönetim biçimi olmuştur.
Elbette bunlar bir çırpıda olmadı.
Yoksunluklar içerisindeki milletimiz Gazi Mustafa Kemal ve bağımsızlığa inanmış bir avuç silah arkadaşı tarafından İstiklal Mücadelesine ikna edildi.
Kongreler toplanarak hazırlıklar tamamlandı,
23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi kurularak İstiklal Mücadelesi halkın temsilcileri marifetiyle yönetildi,
Bu kararla Cumhuriyet’e giden yolun en önemli taşlarından biri döşenmiş oldu.
Bu hazırlıklar sonrasında, Büyük Önder’in “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” talimatı ile kazanılan Büyük Zafer, Cumhuriyet yolunda aşılan en önemli kavşak oldu.
Türkiye Cumhuriyeti bugünlere kolay gelmedi, ağır bedeller ödendi. Büyük Önder’in çizdiği hedef ve ilkelerle bayrağı devralanlar, “çıktık açık alınla 100 yılda her savaştan” diyerek, “damarlarındaki asil kandan” aldıkları güçle 100 x sonsuz hedefli bayrak yarışını başarıyla sürdürüyor.
“Karanlıkta akan bir yıldız” olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz” sözlerinden hareketle ilkelerinin ışığında fikri hür, vicdanı hür gençler yetiştirmeye devam edeceğiz.
“Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, hiçbir zaman karamsar olmamıştır. Umudunu korumuş, milletine hep güvenmiştir.
Bizler de Büyük Atatürk’ün çizdiği yolda, bilimin ışığında Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yüceltmeye azimli ve kararlı kuşaklarız.
Bu bilinçle kuşaklar yetiştirmeyi ulusal ve asli görev kabul ediyoruz.
Bağımsızlığımızın taçlandıran, milletimizi onurlandıran, ülkemizin çağdaş yolculuğuna çıkışının sembolü olan Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı kutlu olsun.
Asırlardır bu toprakları yurt edinenlerin geçmişlerinden kopmadan geleceğe yol almasını sağlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilk ve ebedi Cumhurbaşkanımız, Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyoruz.
Ne mutlu değer bilenlere, Cumhuriyetin kuruluş amacına katkıları ile güç katanlara, Atatürk’ün bir ülkenin parçalanması ve bir milletin tarih sahnesinden silinmesine karşı verdiği mücadeleyi idrak edenlere.
Cengiz Halil Çiçek