Bir güzel insanı daha ebedi âleme uğurladık. Ali Cilve bey farklı bir insandı. Kibir sanki hiç yanından geçmemişti. Halktan kopmamış, başarılı bir iş adamı olmasının yanında; kalplere dokunan, hayır hasenat yapan, nezaket sahibi zarif bir insandı Ali Cilve bey. Allah rahmet eylesin, mekânını cennet eylesin. Vefatı münasebetiyle kendisiyle yaşadığım bir hatırayı burada nakletmek istedim.
28 Şubat sürecinde ülkemiz moral değerlerimiz kadar ekonomik olarak da gerilere sürüklenmişti. Bu karanlık süreçte İslami kimliği öne çıkan şahıslar, memur ve bürokratlar irticacı olarak yaftalanmış; milli ve manevi değerlere saygı gösteren firmalar fişlenmiş, “Yeşil Sermaye” olarak ifşa edilerek ülke genelinde listeler halinde yayınlanmıştı. Böylece o firmaların ekonomik olarak zayıflatılması hedef alınmıştı. İşte bu süreçte Kahramanmaraş’tan o listeye giren tek firma merhum Ali Cilve beyin tırnaklarıyla kazıyarak bir yerlere taşıdığı firması olmuştu.
28 Şubat sürecinin yaşandığı yıllarda Değirmenci Group’da Muhasebe Müdürü olarak bulunuyordum. İşletmenin yeni bölümlerin beton akslarının tedarik ve montaj işlemi Ali Cilve beyin firmasından gerçekleştirilmişti. Rahmetli Ali Abi ile daha yakından tanışmamız o yıllara rastlar.
28 Şubat süreci bütün şiddetiyle devam ediyordu. Ali Ağabeyin firması da o liste de yerini almıştı. Ona bütün samimiyetimle sordum: “ Siz ideolojik olarak aşırı uçlarda olmayan kendi halinde saygın bir iş insanısınız. Bizim bilmediğimiz ne gibi bir özelliğiniz vardı da askerler sizi o listeye yazdı?” dediğimde, biraz durakladıktan sonra, “ tam olarak ben de bilmiyorum” dedi ama benim merakım dinmemişti. Biraz daha ısrar edince, “Ben çok sayıda öğrenciye burs veririm. İhtimaldir o bilgiye ulaşmışlar, o sebeple olsa gerek adımın o listeye yazıldığımı düşünüyorum.” Demişti…
Ali Ağabey, firmasının ekonomik olarak darbe yediğinin farkındaydı. Zira resmi kurumlara, özellikle askeri tesislerin artık ihalelerine giremeyeceğini biliyordu. Fakat irticacı olarak fişlenmesinden hiç de huzursuz değildi, bilakis o listede olduğundan dolayı mutlu olmuş gibi bir hali de vardı. Ona sordum, “Bu sizi üzmüyor mu?” Ali Ağabey önce cevap vermek istemedi sonra mahcup bir ifadeyle ve nevi şahsına mahsus samimi üslubuyla: “Ben dinimi tam olarak yaşayamasam da vatanını milletini seven biriyim. Ben öldüğümde İnşallah bunlar bana ahirette şahitlik eder, Hakka karşı elimde bir vesikam olur… “ Demesi, onun böylesine büyük bir imtihanda ne kadar sabırlı ve ne kadar samimi bir Müslüman olduğunu bizlere gösteriyordu.
Ali Ağabey, önceki gün Hak dünyaya göçtü. Sevenleri onu dua tufanlarıyla hizmetinde bulunduğu Abdulhamid Han Camii’nden yolcu etti. Dünyada sessizce dokunduğu yardıma muhtaç o kalpler, burs verdiği talebeler, destek olduğu gönüller; inşallah onun sevap terazisinde bütün ağırlığıyla yerini alacaktır. İhtimaldir ki 28 Şubat sürecinde isminin yer aldığı o listeyi şeref madalyası gibi göğsünün üzerinde olup, Cenab-ı hakkın lütfuna mazhar olmuş olarak İnşallah cennetine kabul buyuracak alacaktır diye ümit ediyoruz. Zira dualarımız o yöndedir.
Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun.