Değerli okurlarım yaz günlüğü yazılarımın üçüncüsü ile yeniden sizlerleyim. İnsanlık yaşamakta olduğu çağın en zor dönemlerini yaşıyor. Bir yandan salgın hastalık, bir yandan orman yangınları, seller , doğal afetlerle boğuşuyor. Oysa dünyada hiçbir şey kendiliğinden olmuyor. Tersine olup bitenler takvimin değil, dünya üstünde yaşayan insanların (sınıfların) çıkar çatışmalarının sonucu olarak ortaya çıktığı ifade ediliyor.
Dünyanın var oluşundan bu yana insanoğlu sanırım bu dünyaya ben niye geldim der gibi, yaşadığı ortama zarar vermekte ve vermeye devam ediyor. Yaşanan son olaylarda bunu açıkça gözler önüne seriyor. Doğanın cevabı gecikmemiştir. Şimdi deplasman zamanı. Doğa feci bir şekilde intikamını alıyor. Kendini yok ederek kırıp, dökerek insanoğluna ders veriyor.
Ey İnsan..!
Yaptıklarını anlamaz mısın?
Akciğerlerini cayır cayır yaktın.
Dilsiz canları yok ettin.
Suyun akacağı yere betonu diktin .
Suların , sellerin altında onca canların , malların yitip gitmesine sebebiyet verdin.
Ey İnsan hala neden anlamazsın..!
Doğanın tüm canlılara sunduğu cömertliği görmezden gelebilir miyiz? Geliyoruz işte.
Sonsuz sevgisi ve merhametiyle, her mevsim , her iklim sunduğu muhteşem mucizeleri bir araya toplayan, şifalandıran doğaya , tüm kalbimizle minnettar olmak gerekirken, korumanın erdeminden uzaklaşıp onu, var gücümüzle yok etmeye çalışıyoruz. Doğa yaşasın ki , tüm canlılar yaşasın. Dalında koparıp aldığınız bir meyvenin, meyve ağacının cömertliği, bir başak tanesinin bolluk ve bereketle yarının dolu ambarları olduğunu, bir çam ağacının etrafına yaydığı sınırsız oksijen cömertliğinden faydalanıp aldığımız nefes ve akciğerlerimiz olduğunu, yediğimiz o enfes çam ballarının bedenimize şifa olduğunu unutmayalım. Tabiat, yeryüzündeki tüm canlılara sunduğu sonsuz nimetlerle bütün yapraklarında sayısız hikmetler taşıyan koca bir kitaptır. O kitabı anlayarak okumak gerekir. Tabiatın kendini tamir etme yeteneğine güvenelim.
Doğanın kendini çabuk tamir eder anlayışı bir nebzede olsa yüreğimi serinletiyor. Tabiatın bestelenen en güzel melodisi kuşlar tarafında seslendiriliyor. Cıvıl , cıvıl kuşlar senfonisini dinlerken, bizlere yaşattığı huzur ve dinginlik veren hissi yok sayabilir miyiz?
Doğa yaşasın ki , insanoğlu yaşasın. Dünyayı yok ederek, kendini de yok etme ey insan..!
Kaybettiğimiz değerleri tekrar hatırlayarak bencillikleri egoları , kibiri hırsı bir kenara bırakıp , toplumsal duyarlılığımızı arttıralım . Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. Şimdi ayrışma değil birleşme zamanıdır. Hemde tek yürek olup, sonsuza dek birleşme zamanı. Yaralarımızı birlikte saralım , acıyan yerlerimize ilaç olalım. Bu güzel vatanın değerinin farkında olup , gelecek nesillere ilimiyle , bilimiyle, üretken refah düzeyi yüksek aydınlık bir ülke bırakalım.
Değişen dünya düzenin soğuk sisteminde, dijital çağın konforuyla, 21 yüzyılın felsefesini yeniden inşa ederken;
Akıl
Bilim
Dayanışma
Adil paylaşım
Tedbir
Doğaya saygı ve sevgi
En önemlisi de vicdan önceliğimiz olsun.
Ahmet Ümit’in doğanın güzelliğini anlatan dizelerini tamda bu zamanda paylaşmak istiyorum;
“Çiçeklerin narin güzelliği, gün batımının lezzetli kederi, gökyüzünde usulca kayan ak bulutlar, denizlerin menevişli kıpırtısı, toprağı yemyeşil bir buğu gibi kaplayan ağaçların sevinç veren görüntüsü yüreğinizi yumuşatmasın, onlar deprem, volkan fırtına, sel gibi büyük felaketleri gizlemek için yaratılmıştır”.
Kainatın da , insan olmanın anahtarı saygıdır. Doğaya, Hayvana , insana saygımızı ihmal etmeyelim . İnsan olmanın onur ve erdemini birlikte yaşatalım. Yeni dünya düzeninin soğukluğunu dost sıcaklığı ve merhametimizle ısıtalım. Yanan ormanlarımızı , yeniden ağaçlandıralım. Ormanlarda ki su kaynaklarımız hepimizinde bildiği gibi şişelenip, kullanıma sunuluyor. Su kaynaklarının, orman yangınlarında havadaki karbondioksitten ne kadar zarar gördüğü veya görmediği araştırılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Yasalar güçlendirilmeli yanan orman alanlarının betonlaşmasana izin verilmemeli ve takipçisi olunmalıdır.
Pir Sultan Abdal derki;
Şu yalan dünyanın sonu hiç imiş, Akşam gelip konan sabah göç imiş.
İyileşelim, dünyayı iyileştirelim. Yaşanan tüm felaketlerde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara ve hastalara hızlıca şifa , ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Geçmiş olsun Türkiyem..!
Sevgiyle kalın efendim.
Kadriye Ciritci
Yazar ✍️