Hayat daima sonu olan bir yere doğru akıp gidiyor. Bazen hızlı, bazen inanılmaz hızlı. Ama hiç yavaşlamıyoruz. Sürekli koşturuyoruz, sürekli bir şeylere yetişmeye çalışıyoruz. Durmak demek bir şeyleri kaçırmak anlamına geliyor. Nefesimize odaklanmaya, saatin tik taklarını duymaya sabrımız da yok. Her şey hızlı olmalı, yavaşlığa tahammülümüz yok.
İnternet üzerinden bir şey satın alacağınız zaman biraz daha ücret verip daha hızlı gelmesini sağlamak için seçenekler sunuluyor. Biraz daha para vererek toplu taşıma yerine taksi kullanıp hızlıca gidebilirsiniz. Reklam izleyerek vakit kaybetmek istemiyorsanız premium olmalısınız. Ekranı sürekli kaydırıyoruz, videoları ileriye sarıyoruz ve daha fazla şeye ulaşmak için daha hızlı olurken tükettiklerimizden hiçbir tat alamaz hale geliyoruz. Anı yaşamanın hazzını çoktan unutmuşuz. Hep bir gelecek kaygısı taşıyoruz ve baş döndürücü hızla değişen gündemde bir şeyleri kaçırma korkusu yaşıyoruz. Daha hızlı olmaya çalışırken daha dürtüsel daha vahşi ve daha bireyci olduğumuzun farkında değiliz.
Elimizin altında muazzam bir bilgi kaynağı varken biz derinlemesine bilgiye ulaşmak için iki cümleden fazlasını okumaya sebat gösteremiyoruz. Her şey daha hızlı tüketmek üzere tasarlanmış. Artık insan ilişkilerini de bu şekilde hızlıca tüketiyoruz. Tüketirken biz de tükeniyoruz.
Sürekli yorgunuz, hiçbir şeye zamanımız yok. Peki nereye yetişmeye çalışıyoruz? İşe, eve, çocuklara veya son proje teslim tarihine... Kendine vakit ayırmak ne demekti, bir fikrimiz dahi kalmamış. Kafamızda arka plan sekmesinde sürekli başka pencereler açık ve onun yoğunluğu zihnimizi yoruyor.
Yetiştiğimiz yerde bir sonraki yetişeceğimiz şeyi düşünüyorsak yaşadığımız anda kalmak kuşkusuz mümkün değildir.
Yaşadığımız çağ yavaşlığı kabul etmiyor çünkü değişim çok hızlı gerçekleşiyor. Değişime ayak uydurmak için hızına yetişmemiz gerekiyor. Durmak demek değişimi reddetmek demektir. Belki de yaşlı insanların bir süre sonra güncelleme yapmayı durdurma sebebi budur, durmak istemeleri. Sahiden durduğumuz zaman ne olacak? Elimizde ne kalacak? Bugüne dek ne üretmişsek o bizi anıyor olacak. Zamanı tüketirken ne ürettiğimizdir hayatta ardımızda bırakacağımız iz. Zaman bizden bir şeyleri alıp götürürken bizim heybemize alıp doldurduklarımızı nasıl kullandığımız ve ortaya ne çıkardığımız bizi biz yapar. Hıza meydan okumanın yolu üretmektir. Zaman akıp gitti ama siz bu zamanı nasıl kullandınız? Bunun vicdan azabını taşımak istemiyorsanız zamanı iyi değerlendirmelisiniz. Zaman sizi yönetmesin, siz zamanı yönetin.