Dünyaya gelişimizle birlikte,bize ailemizden ve çevremizden öğretilenleri önce zihnimize sonra davranışlarımıza yerleştiririz.Hayatımıza etki eden birçok şey gibi ilişkileri de öğreniriz. Hatta’ karşı cinsle’ ilişki bizi en çok merak ettiren ve etkileyendir. Aslında hayatımızın tüm dinamiğini farkında olmasakta ilişkilerimiz etkiler. Bize hayatı da deneyimletir, insanları tanımamızı ve hayatın felsefesini de öğretir. Derler ya; iyi bir evlilik insanı mutlu,kötü bir evlilikte filozof eder diye! İlişkilerimizde bazen kaosun içinde sürükleniriz bazen de mutluluk içinde oluruz. Burada kadın ve erkeğin birbirini iyi tanıması ve iyi bir iletişim kurması en önemli faktördür.
Tabi ki patolojik durumdaki ilişkilerin bitmesi de gerekir. Bu zamanda evliliklerin ve ilişkilerin sağlamlığı biraz değişse de bizler her iki varlık, bu hayata birbirimizi tamamlamak için geldik, savaşmak için değil. Erkeklerle ilgili şehir efsaneleri, erkekler kötüdür söylemleri ,kadınlar şeytandır öğretileri bunların hepsi bize gelenekte sunulan bilgiler. Tabi ki dünya var oldukça kötü erkek ya da kadında varolacaktır ama aslında varolan insanlar değil KÖTÜLÜKTÜR. Bizler biyolojik kodlarımızda kadınla erkek birbirini tamamlamak için yaratıldık, yalnızlıkta bir tercihtir ama insan doğru bir partnerle hayatı çok anlamlı yaşar.
Ama hayatı anlamlı yaşamak için biraz kadın ve erkek beyninin çalışma mekanizmasını bilmek gerekir ,eril ve dişil kodlarımızın dengesini bozmadan yaratılıştan bize verilmiş bu özelliklerle hareket etmeliyiz.Erkeklerin sözel iletişimi bir kadına göre zayıftır, kadınların kelime hazineleri daha çoktur kadın sürekli anlaşılmak ister ama bunu duygularıyla ister erkek duygu odaklı değildir çözüm odaklıdır kadın bir erkeğe isteğini tek seferde ve tekrarlamadan ilettiğinde erkek beyni onu alır ve yapar bizler sanıyoruz ki bir şeyi onlarca kez söylediğimizde anlaşılacak,hayır erkek beyni kısa ve net iletişime duyarlıdır yazıda da konuşmada da.Kadın beyni çok yönlüdür inanılmaz bir bağlantı özelliği vardır aşk acısını kadın daha derin yaşar. Kadınlar ve erkekler duygusal malzemeyi farklı yorumlar ama bu farklılıklar eksiklik ya da fazlalık değildir birbirini tamamlamadır ve evrimden getirdiğimiz kodlardır ve bu farklılıklarla kainattaki dengeyi böyle sağlarız.
Ve her iki cinste birbirinin eksik yönlerini aramamalı güzel yönlerini arttırmalı, çünkü neyi nasıl görmek istersek onu büyütürüz.Şöyle de bir gerçek var kendi içimizi düzelttiğimizde karşımızdakinin olumsuz özelliklerinin de değiştiğini görürüz çünkü bilinçaltındaki olumsuz kodları dönüştürürsek dış dünyanın yansıması da olumluya çevrilir. Bir kadın ya da erkek sürekli eşiyle ilgili şikayette oluyorsa bu hiçbir şeyi düzeltmez, sorun odaklı değil çözüm odaklı olmalıyız belki de ihtiyacı olan kendi düşünce sisteminin değişmesidir çünkü her şey enerjidir ve her olay bizim yaydığımız frekansa göre cevap verir.Erkek ve kadın konusunda yazılacaklar bitmez. Ademden Havvadan bu yana yeryüzünde olaylar süregelmiştir ama şu bir gerçek ki tek bir hayatımız var ve kadının da erkeğin de birbirine ihtiyacı var, güzelliklerle yaşamak bizim elimizde.Necip Fazıldan bir söz ile bitiriyorum,ünlü şair eşine şöyle der :’ben sensiz de yaşarım ama seninle bir başka yaşarım.’
Sevgiyle kalın..