Gün geçtikçe şişmanlıyoruz. Şöyle bir çevrenize göz attığınızda ilginizi çekiyor mu? Ya da yolunuz hastaneye düştüğünde hastaların çoğunu şişmanların oluşturduğuna dikkat ettiniz mi?
Obezite olarak adlandırılan insanın kilosunun fazla olması durumu yani aşırı kilo günümüzün en büyük sorunlarından biridir diyebiliriz.
Türkiye istatistik kurumu ve sağlık bakanlığı verilerine bir göz atacak olursak:
Türkiye'de her beş kişiden biri obez, her yüz kişiden 34'ü ise fazla kilolu. Kadınlarda obez sayısı erkeklere oranla daha fazla.
Türkiye’de obezite sıklığı;
·Erkeklerde %20,5
·Kadınlarda ise % 41,0
·Toplamda % 30,3
olarak bulunmuştur.
Toplamda fazla kilolu olanlar %34,6, fazla kilolu ve şişman olanlar %64,9, çok şişman olanların oranı %2,9 olarak bulunmuştur.
Sonuç olarak Obezite hastalığına yakalanan % 34 fazla kilolu olan %65 yani neredeyse toplumun %70 den fazlası fazla kilolu denebilir.
Obezite sadece insanın görünümünü bozmuyor. Yapılan araştırmalara göre şeker ve kalp hastalıkları başta olmak üzere migrenden kansere kadar bir çok hastalığı tetikliyor ve etkiliyor.
Fiziksel hastalıklar dışında insanların ruh dünyalarını da bozan bu hastalık gençler arasında da yayılıyor. Çocuklar ve gençlerde obezite gün geçtikçe artıyor.
Bu durumun bir an evvel çaresine bakmazsak gelecek yıllarda gelişmiş ülkelerin boğuştuğu yüksek obezite ile karşı karşıya kalabiliriz.
Peki ne yapmalı?
İnsanlarımız da bu durumdan zaten muzdarip. Bir çok insan kilo vermek istediğini belirtiyor ama başaramıyor.
Diyete başlayıp bırakanlar mı dersiniz, spor salonlarına başvuranları mı... Obeziteden kurtulmanın yollarını herkes kendince arıyor.
Fakat birşeyi unutuyoruz. Bazı sorunları kendimiz çözemeyiz. Bir kişide işe yarayan bir yöntem herkeste işe yaramayabilir. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak.
Evimizde bir alet bozulduğunda örneğin çamaşır makinası bozuldu. Ne yapıyoruz? Tamirci çağırıyoruz.
Vücudumuzu da bizim için tasarlanmış mükemmel bir makinaya benzetebiliriz. Bu anlamda tüm diğer hastalıklarda olduğu gibi şişmanlık hastalığında da hekimlerimize danışmalıyız.
Belki yapılan tetkikler sonucunda vucudumuzun tıbbı tedaviye ihtiyacı olduğu ortaya çıkacaktır.
Sağlıklı bir yaşam için kendi kendimizin doktoru olmalıyız fakat aşamadığımız sorunlar varsa orada profesyonel destek almalıyız.
Diyetisyen hekimlere gidip onların tavsiyelerine uyulduğunda mutlaka çözüme biraz daha yaklaşabiliriz. Diye düşünüyorum.
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.
Muhibbi
Murat ÇOLAK