Değerli okuyucularım ve dostlarım, yaklaşık 15 gündür İstanbul’dayım. İstanbul perişan bir durumda. Şehir, Fatih’i Sultan Mehmet, Kanuni Dönemi’nde MİMAR SİNAN, Cumhuriyet Dönemi’nde Sn. Bedrettin Dalan, Sn. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve Belediye Başkanı Mimar Sn. Kadir Topbaş döneminde çağ atlamıştı.
Yaklaşık dört aydır uğramadığım şehre yazık olmuş. Trafik felç. Bundan dolayı arabamı eve bırakarak toplu ulaşım araçlarını kullandım. Metrobüslerin, belediye ve halk otobüslerinin içi dışı pislik içinde. Ayrıca hınca hınç dolu. Hele metrolar, metrobüsler ve otobüs durakları… AK Partili Belediye Başkanı Rahmetli Topbaş döneminde buralar pırıl pırıldı.
Afrikalılar, Araplar ve dünyanın farklı bölgelerinden bir sürü insan… İpini koparan İstanbul’a gelmiş; her yerde göçmenler var. İstanbul adeta bir göçmen şehri olmuş.
Trafik desen, rezalet. Rahmetli Topbaş döneminde ana caddeler çiçek tarlası gibiydi. Sn. Bedrettin Dalan döneminde Kadıköy Sahil Yolu, İstanbul Boğaz Yolu ve Florya Sahil Yolu projelerine start verilmiş; Yenikapı’da arıtma projeleri hayata geçirilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama Başkanlığı’nda genel sekreterlik yapan Milletvekili ve Ulaştırma, Çevre ve Şehircilik eski Bakanı değerli kardeşim Müh. Adil Karaismailoğlu’nun çalışmaları sayesinde şehre yüzlerce kavşak, yer altı geçitleri ve yüzlerce km’lik metro hattı kazandırılmıştı.
İSKİ’nin (İstanbul Su Kanalizasyon Genel Müdürlüğünün) İstanbul Teknik Üniversitesi veya Yıldız Teknik Üniversitesi’nden profesörlerin oluşturduğu yönetim kurulları tüm dereleri ve sahil şeritlerini Sahil Kuşaklama Sistemleri ve Biyolojik Arıtmayla ıslah ederek şehirdeki sahillerin %80’ini yüzülebilir hale getirmişti. Burada sayamadıklarımla birlikte tüm bu yatırımlar Bedrettin Dalan abim, Sn. Tayyip Erdoğan ve Rahmetli Sn. Kadir Topbaş döneminde yapıldı.
SAYIN İMAMOĞLU döneminde maalesef İstanbul perişan hale geldi. Bunun başlıca sebepleri ise İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı olmak istemesi ve bilahare vaktini CHP’deki değişime harcaması. Yolda, çarşıda vatandaşlarla konuşuyorum; herkes yaka silkiyor. Halk önümüzdeki seçimlerin sloganına karar vermiş durumda: Bay Bay İmamoğlu.
Millet, “Tamam, Kemal Kılıçdaroğlu gitti. Ancak Özgür Özel ve İmamoğlu hala “eski Başkanımıza soralım; o ne derse, onu yaparız” diyorlar. Madem KEMAL KILIÇDAROGLU’NA SORACAKLARDI; NİYE GÖNDERİLER” diyor. İstanbul, CHP iktidarında, aynen Özlem Çerçioğlu’nun belediye başkanlığı yaptığı Aydın gibi perişan. İstanbullu karar vermiş; önümüzdeki yerel seçimlerde CHP’den kurtulacak.
DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
Değerli okuyucularım, kızım Beste Zehra Gözen, Düzce Tıp Fakültesi’ni kazandı. Bu nedenle bu aralar Düzce’ye sık gidip geliyorum. Deprem vurgunu yemiş Düzce, Ak Parti iktidarında adeta yeniden ayağa kalkmış. Şehir halkı hizmetlerinden dolayı Düzce Üniversitesi’ne adeta tapıyor.
Düzce, 9 Aralık 1999’da depremden sonra il yapıldı. Yıldız Üniversitesi’nden mezun olan ve Harvard Üniversitesi’nde üst düzey yöneticilik eğitimi alan 65. Dönem Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mühendis Sn. Faruk Özlü Belediye Başkanı olarak şehri ayağa kaldırmış.
Düzce Üniversitesi’yle muazzam bir iş birliği içinde.
Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Hastane Başekimi Prof. Dr. Serkan Torun Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir
Değerli okuyucularım, bir şehir ayağa kalkmak istiyorsa, halk, devlet ve üniversiteyle iş birliği yapmalı. Maalesef Aydın’da bu iş birliği olmadığı için şehir köy olarak kaldı.
Düzce Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Nedim Sözbir ve Rektör Yardımcısı Prof. Serkan Torun, yaptığımız sohbetlerde Düzce Belediye Başkanın ve şehir halkının arkalarında olduğunu ifade ettiler. Öte yandan, Düzce Üniversitesi Halkla İlişkiler Yöneticisi Gazeteci Sn. ERDAL ÇELİK’le gerçekleştirdiğim röportajı da dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Ahmet Gözen: Erdal Bey, bana biraz Düzce Üniversitesi’nden bahseder misiniz?
ERDAL ÇELİK: Ahmet Bey, size önce Basın Bölümü’nden bahsedeyim. Bizim 17 kişilik bir ekibimiz var. Selçuk Üniversitesi’nden gelen hocalarımızla ve öğrencilerle birlikte çalışıyoruz. Canlı yayın ekibimizle belgeseller çekiyoruz. Tüm çalışmalarımızı Youtube ve Facebook sayfalarımızdan paylaşıyoruz. Sosyal medya sayfalarımız fazlaca takip ediliyor. Dışarıdaki çekimleri ve canlı yayınları canlı yayın arabamızla gerçekleştiriyoruz.
Ahmet Gözen: Erdal Bey, Düzce Belediyesi ile Düzce Üniversitesi arasındaki ilişki nasıl?
ERDAL ÇELİK: Hiçbir zaman kötü olmadı zaten. Belediye AK Partili olduğu için devletin çok büyük yardımlarını gördük ve görüyoruz. Özellikle kız öğrencilerimizin yurtlarda hiçbir problemi yok. Mesela sizin kızınız, burada yurtta kalıyor, var mı bir problem? Erkek öğrencilerimizin yaklaşık 300’ünün yedek olma durumu var.
Düzce İl Spor Müdürü Sn. İSA YAZICI çok çalışkan ve başarılı bir kişi. Cumartesi olsun, pazar olsun, öğrenciler için çok etkinlik yapar, onları etkinliklere ücretsiz götürür. İkramlarını yapar, kahvaltılar bedavadır. Konserler, konferanslar düzenler. Düzce’nin belki de en çalışkan il müdürüdür.
Düzce AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı ve Milletvekili Sn. Ayşe Keşir Hanımefendi de üniversitemizle ilgilenir. Sizin kendisiyle Adnan Menderes Üniversitesi’nde bir röportaj yaptığınızı biliyorum.
Düzce Üniversitesi, kurulduğundan bu yana halkla kaynaşmış vaziyette. Mesela, yüzme havuzumuz var. Diğer üniversitelerin havuzları halka açık değil, ama bizimki açık. Sosyal tesislerimiz, tenis kortlarımız, fitness salonumuz, UEFA standartlarına göre aydınlatılan 3 bin kişilik çim sahamız-bir ara Düzcespor da kullandı- halka açık. Burada canlı yayın dahi yapabiliyorsunuz; bütün kriterlere uygun. Kısacası Düzce Üniversitesi halkla iç içe. Özellikle sanayiyle iç içe. Bizim tekno parkımız var. Birlikte projeler yapıyoruz. Düzce ve Türkiye’deki sanayicilerin burada yerleri var, arada sırada buluşuyorlar.
4. sınıf mühendislik öğrencilerimiz bu yılı sanayide geçiriyorlar. Yine fen-edebiyat ve kimya bölümü öğrencileri de son yılı sanayide geçiriyorlar. Mühendisler bu öğrencilerimize ders anlatıyorlar. Bu öğrenciler ile fabrikalar arasında eşleştirme yapılıyor. Eğer çalışmak isterlerse mezuniyetten sonra eşleştikleri fabrikalarda çalışmaya başlıyorlar. Bu projeden halihazırda 1500 öğrenci yararlanıyor. Müh. Sn. Faruk Özlü’nün DÜZCE BELEDİYE BAŞKANI ve Sanayi Eski Bakanı olarak çok büyük katkısı var. Düzce’ye sanayinin ve TEKNOPARKIN gelmesinde çok büyük katkısı var.
5 katlı teknopark 4 bin m2 üzerine kurulu. 5 bin m2 civarında kapalı alanı var. Bu alan daha da büyüyecek. Biz bu alanın bir kısmını TEKNOFEST’E katılan öğrenci topluluklarına ayırdık. Otonom, uzay ve uydu isimli topluluklarımız ve firmalarımız var. Sn. Faruk Özlü, eski Sanayi Bakanı olarak buranın bir yıl gibi kısa sürede bitirilmesini sağladı. Ak Parti, iktidar olduktan sonra Düzce Üniversitesi’ne dört elle sarıldı.
Ahmet Gözen: Düzce basını ile üniversitenin ilişkisi nasıl? Basın üniversiteye sahip çıkıyor mu?
ERDAL ÇELİK: Düzce Üniversitesi kendisini tanıtmak istiyorsa, çok güçlü bir tanıtım mekanizması ve bir basın bürosu olmalı. Tanıtım basın yoluyla gerçekleşiyor. Halk, üniversite yöneticileri ve rektör bizi el üstünde tutuyor. Düzce basını üniversite aleyhinde bir şey yazmaz ve üniversiteye sahip çıkar. Bizse basını haberlerimizle devamlı besliyoruz.
Düzce’de Karadenizli nüfus çok yoğun. Burası adeta küçük İstanbul. Şehirde 24 DİL KONUŞULUYOR. Burada 72 milletten insan var. Şehirde Çerkezler, Abhazlar, Dağıstanlılar, Kırım Türkleri, Selanik, Yugoslavya ve Arnavutluk göçmenleri ve Doğulu vatandaşlarımız yaşıyor. Düzce kozmopolit bir şehir.
Bu topluluklar iç içedirler ve asla kavga etmezler. GETTOLAŞMA yoktur. Düzce halkı kaynaşmış bir haldedir. Güzel ve şirin bir kent olan Düzce’de yaşam ve huzur vardır.
AKÇAKOCA deniziyle birlikte muhteşem bir yerdir. Doğası harikadır, huzurludur. Düzce kısacası öğrenci için ideal bir şehir. Üniversitemiz çok başarılı.
Değerli okuyucularım, Düzce Üniversitesi’nin kampüsü bir vadi içinde. Yaklaşık 75 dönüm üzerine kurulu. Muhteşem sosyal tesislerini anlatmaya kelimeler yetmez. Kampüsü görmenizi isterdim. Koç Üniversitesi veya Sabancı Üniversitesi kadar bakımlı. Bakımını Düzce Belediyesi yapıyormuş.
Siyasi gruplar üniversiteden eleman devşirmeye veya ihale almaya çalışmıyorlar. Üniversiteyi rahat bırakmışlar. Yerel basın asla üniversiteyi yıpratacak haber yapmıyor. Rektör politikacılara angaje değil.
BU BAĞLAMDA BİR DE ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ’Nİ DEĞERLENDİRELİM.
Mesela üniversitenin yolu…
Yol Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda olmasına rağmen Belediye Başkanı yalnızca giriş kısmını asfaltlamakla yetindi, gerisini olduğu gibi bıraktı. Maazallah deprem falan olsa ve yol çökse, üniversiteye başka hiçbir yerden giriş yok. ADÜ tek bir yola mahkûm edildi. Burası zaten deprem bölgesinde. Yıllardır bu konuya değiniyorum.
Özlem Çerçioğlu üniversiteye daima sırtını döndü. ADÜ maalesef siyasilerin adeta bir oyun alanı haline geldi; burada ihale kavgaları yaşandı. Yerel basın da üniversiteye sahip çıkmadı. Tabi ki üniversite yöneticileri de büyük hatalar yaptılar.
İnşallah 135 gün sonraki yerel seçimlerde Aydın’da iktidardan bir belediye başkanı seçilirse DÜZCE ÜNİVERSİTESİ’NDEKİ huzur Adnan Menderes Üniversitesi’ne de gelir. İnşallah ADÜ yepyeni bir çehreye kavuşur.