Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlık mücadelesinin merkezi olan Ankara'ya gelişinin üzerinden tam 104 koca yıl geçti.
I. Dünya Savaşı'nın bitmesiyle Osmanlı İmparatorluğu tamamen parçalanmıştı. Teslimiyet belgesi niteliğinde olan Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmış ve ilgili maddelere dayanılarak İstanbul başta olmak üzere Anadolu'nun birçok bölgesi emperyalist güçler tarafından işgal edilmişti. Dışarıda durum bu minvalde iken içeride de manda taraftarı olan bir sürü dahili düşman türemişti.
Devlet ve millet yekvucut olmuş çıkış yolu arıyordu.
Bu durum Nutuk'ta;
"Bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı. O da millî egemenliğe dayanan, kayıtsız ve şartsız müstakil yeni bir Türk Devleti tesis etmek! İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun'da, Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur."
diye bahseder Mustafa Kemal Paşa. Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıkışıyla başlayan Milli Mücadele dönemi, bütün imkânsızlıklara rağmen bir milletin küllerinden doğuşunun destanıdır.
İşte bu destan, Mustafa Kemal Atatürk'ün stratejik planlama yapma yeteneğinin bir üründür. Anadolu’da başlayan Milli Mücadele adım adım Havza Mitingi’nden başlayarak planlamış, milli harekete Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri’yle büyük bir ivme kazanmistir. Tüm şehirlere telgraflar gönderilirken, vatandaşlarca seçilen temsilcilerin Ankara'da bir araya gelmesi istenmistir. Ankara'nın stratejik konumu nedeniyle "Milli Mücadelenin en iyi şekilde Ankara'dan yönetileceğini düşünen" Atatürk, Ankara'da toplanmayı uygun buldu. Mustafa Kemal Paşa, Ankara'ya hareketlerini 16 Aralık 1919'da ilgililere bildirdi. Mustafa Kemal Paşa bu yolculukta Türk'ün damarlarında akan asil kana güvendi. Çünkü arkasında;
"Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim."
Arif Nihat Asya
diyen bir Türk Milleti vardı.
Sivas'tan 18 Aralık 1919'da, soğuk bir kış günü yola çıkan heyet, yol güzergahı boyunca vatandaşlardan Milli Mücadeleye destek istedi. Mustafa Kemal Paşa, Heyet-i Temsiliye üyeleriyle 9 gün süren yolculuk sonrasında 27 Aralık 1919'da Ankara'ya ulaştı. Ankara halkı, Atatürk'ü ve Heyet-i Temsiliye Üyelerini büyük bir coşkuyla karşıladı. Bu coşku karşısında duygulanan Atatürk, Ankara halkına teşekkür etti. Atatürk, 27 Aralıkta Dikmen sırtlarında karşılanmalarını yıllar sonra "Ankaralılar beni misli görülmemiş bir heyecanla karşıladılar." ifadeleriyle anlatır. Mustafa Kemal Paşa, Dikmen'e geldiklerinde otomobilinden inerek karşılamada bulunanların ellerini tek tek sıktı ve Seymenleri "Merhaba Efeler" diyerek selamladı. Atatürk, daha sonra Ankara'daki ilk karargahı olan Ziraat Mektebi'ne yerleşti. Atatürk'ün Ankara'ya gelişi, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ve Kurtuluş Savaşı'nın başlatılması için dönüm noktalarından birisi oldu. Böylece, BMM'nin kuruluşu ve Türk ordusunun düşman karşısında planlı şekilde harekete geçmesi için hazırlıklar Ankara'da yapıldı.
Milli Mücadelenin zaferle taçlandırılması sonrası Ankara, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olarak tarihteki yerini aldı.
Bu vesileyle bu vatan için canlarını feda eden tüm şehit ve gazirimizi rahmetle, minnetle anıyorum.
Ülkü Çoban Aralık.2023