Işık doğudan yükselir ve Mezopotamya'yı aydınlatır. Bu bereketli topraklar, Fırat ve Dicle nehirlerinin kucaklaşmasında, insanlığın ilk medeniyetlerine beşiklik yapmıştır. Yüce kitabimizda bahsi geçen 25 peygamber bu coğrafda peygamberlik gorevini almislardir. Bu kadim coğrafyanın hikayesi, Fırat Nehri'nin akışıyla birlikte hayat bulur.
Fırat Nehri, Erzincan'dan başlayarak uzun bir yolculuğa çıkar. Sivas, Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep ve Şanlıurfa'yı selamlayarak Türkiye sınırlarını aşar. Suriye ve Irak topraklarından geçerek Dicle Nehri ile buluşur ve Şattülarap'ı oluşturarak Basra Körfezi'ne dökülür.
Fırat ve Dicle'nin hikayesi, göç ve acılarla örülmüştür. Zamanın akışıyla birlikte antik kentlere can vermiş, bereketli toprakları sulayarak Sümer, Akad, Asur ve Babil gibi güçlü medeniyetlerin yükselişine tanıklık etmiştir.
Sümerlerin yaradılış mitolojisine göre, tanrı Enki, Fırat ve Dicle'yi yaratarak bereket ve bolluk getirmiştir. Bu nehirler, yüzlerce yıl boyunca insanlığın serüvenine tanıklık etmiş ve Mezopotamya tarihinin can suyu olmuştur.
Fırat Nehri, geçtiği yerlere eşsiz güzellikler katmıştır. Zeugma Antik Kenti, Nemrut Dağı ve Rumkale gibi tarihi ve doğal harikalar, nehrin kıyılarında yer alır. Fırat'ın suları, bu yapılara gizem ve ihtişam katar.
Fırat Nehri günümüzde kuraklık, kirlilik ve baraj yapımı gibi birçok zorlukla karşı karşıyadır. Bu faktörler, nehrin dengesini bozmakta ve geleceğini tehdit etmektedir. Sürdürülebilir kalkınma ve iş birliği ile Fırat Nehri'nin korunması ve gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşımaktadır.
Fırat Nehri, mitolojide de önemli bir yere sahiptir. Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki aşk hikayesi, nehrin gizemli atmosferine katkıda bulunur. Fırat'ın hırçın ve coşkulu akışı onu erkeğe, Dicle'nin sakin ve zarif akışı ise onu kadına benzetir.
Fırat Nehri, sadece coğrafi bir unsur olmanın ötesinde, kültürel bir kimlik de taşır. Nehir, türkülere, şiirlere ve hikayelere konu olmuştur. Fırat kıyılarında yaşayan halk, nehirle derin bir bağ kurmuştur ve onu yaşamlarının bir parçası olarak görmektedir.
Fırat Nehri, geçmişten günümüze uzanan bir tarihi ve kültürel mirasa sahiptir. Doğal güzelliği, yaşam kaynağı olması ve mitolojideki yeri ile Fırat Nehri, sadece bölge için değil, tüm dünya için önemli bir değer taşımaktadır.
Işık doğudan yükseliyor ve bu kadim coğrafya, kültürü,sanatı, inancı, dili ve bilgisiyle zengin bir mirasa sahip. Doğunun bu zenginliği, korunması, geliştirilmesi ve yararlanılması önemlidir. Ancak, ne yazık ki bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendiremiyoruz.
Ülkü Çoban
15.7.2024